Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi bu yıl ikinciye Gençler Kırsala uygulamalı eğitim programını düzenledi.
Program kapsamında ülkenin farklı yerlerinden gelerek Çanakkale’nin Küçükkuyu ilçesinin dağlık arazisinde buluşan 20 küsur genç bir hafta boyunca kırsal yaşam partikleri hakkında bilgi sahibi olurken, şehirlerde pek mümkün olmayan çeşitli kırsal yaşam aktivitelerini de deneyimleme şansına sahip oldu. Enerjinin ve motivasyonun daima yüksek olduğu kampta gençler uzun süreceği şimdiden anlaşılan dostluk ve dayanışma bağları kurarken, şehrin safsatasından uzakta başka bir yaşamın gerçek ve sürdürülebilir olduğunu görmüş oldular. Çamtepe ahalisi tarafından ustaca hazırlanmış teorik ve pratik eğitimler katılımcıların hem ufuklarını derinleştirdi hem de becerilerini zorlayarak kurulan hayallerin maharetli ellerle nasıl görülebilir, tutulabilir gerçeğe dönüştürüleceğini göstermiş oldu. Bu hayallerden birisi ahşap, keçe ve muşamba kullanılarak inşa edilen yurt çadırı idi. Gençler el ele vererek basit bir yapı inşasına girdiler. Yurt çadırının etrafına yağmur suyu hendeği kazarak başlandı, alınması gereken ilk ders güneşin alnında da çalışılıyor olsa, yağmurun yağacağından haberdar olarak yapıyı bütünlükçü düşünce biçimleriyle oluşturmaktı. İşbirliği ve uyum içinde yurt çadırı tamamlandı. Şimdi gidip görseniz kapısı davetkar biçimde aralıktır, içine sobanızı kurup kışın çetin vaktini bile keçenin sıcaklığıyla geçirebilirsiniz.
Eğitimler yavaş ve kararlı adımlarla kırsala göç edip oradaki yaşama uyum sağlamanın verimli yollarını talim etmek üzerine kurgulanmıştı ve yurt çadırı inşasıyla işte kırsalda yaşamaya başlayabileceğiniz barınağınız hazırdır. Kırsal yaşama uyum sağlamak demek, içinizdeki dönüştürücü gücü açığa çıkarmak demektir, etrafınızdaki her materyel sizin için kullanılabilecek bir malzeme olmalıdır ve kırsalda ziyana yer yoktur. Bu bilinçle ormandan alınıp gelinen killi toprak elekten geçirilir ve suyla yoğurularak yapılacak ocak için bir sıva malzemesine dönüşür. Veyahut yediğiniz salatalığın kabuğu soğuk kopostun içine düşer ve gelecek yıl kullanacağınız gübre olmak üzere yavaşça toprağa dönüşmeyi bekler.
Çamtepe’deki kampın bence yaptığı asıl şey çevremize yeni bir bakış açısı kazandırmaktı. Çünkü olan her şey aslında insan faaliyetinden bağımsız olarak doğanın içinde olup bitmekte. İnsan bu olup bitenin çalışma biçimini içselleştirebilirse o zaman çevresiyle uyumlu bir döngüye kendini yazdırabilir. Burada bahsettiğim salatalık kabuğunu çöp olarak görmeyip gelecek yılın gübresi olarak görebilme becerisini kazanmaktır. Kamp dahilinde talim ettirilen uygulamalardan biri de sebze yatağı yapımıydı. Geleneksel tarım yöntemlerinin verimsizliğinden dem vuruldu ve küçük bir alandan daha fazla verim almanın yollarından biri olan sebze yatağı yöntemi katılımcılar tarafından hazırlandı. Böylece gençler gelecekte kullanabilecekleri muhteşem bir tarım yöntemi öğrenmiş oldular. Tarım yapıp ürün elde edilmesi bir adımsa, ikinci adım bu ürünle ne yapılacağının bilinmesidir. Uygulanan türetim faaliyetleri de bu ikinci adıma karşılık gelirken, gençler undan ekmek, erikten pestil, sütten peynir yapmayı öğrendiler.
Gençler gündüzleri eğitimler ve uygulamalarla yorulurken, akşamları da ateş başında toplanarak şarkılar söylüyor, masallar anlatıyorlardı. Akşam oturumları özellikle önemli. Çünkü Çamtepe’de gerçekleşen bütün etkinliklerin üzerinde hakkında pek de konuşulmayan bir topluluk fikri var. Bütün yapılanların yapılmasını mümkün kılan bir inanç. Egemen toplumun dayattığı değerlere pek uymayan, geleceğin yolunun sevgiden, dayanışmadan, kardeşlikten geçtiğine inanan o insanlar, türküleri masallarıyla gece vakitleri buluştular o ateşin başında.
Bin yıllardır etrafında toplandıkları o ateş onlara sessizce fısıldadı: birbirinizi sevin, birbirinize güvenin, gelecek sizin. Kahkahalarla yoğruldu dostluklar, o ateşin deminde yavaşça pişmeye bırakıldılar. Böylece Gençler Kırsala 2019 Kampı’ndan bütün katılımcılar güvenle sevgiyle ayrıldılar.
Berkay Üstün
Doğaya Dönüş Derneği
